27 Eylül 2008 Cumartesi

İKV Başkanı Prof.Dr.Haluk Kabaalioğlu: Türkiye'nin gerçek gündemi AB üyelik hedefi doğrultusunda daha kararlı ve hızlı çalışmak olmalıdır"



İKV (İktisadi Kalkınma VAkfı) BAşkanı Prof.Dr. Haluk Kabaalioğlu, Türkiye’nin AB katılım sürecinin bir süredir derin dondurucuya girdiğini söyledi.

Türkiye’de tüm kesimlerin malumu olan AB üyeliğinin zor bir hedef olduğunu ve bu yolda başarı kazanmanın en önemli şartlarının kararlılık ve istikrar olduğunu vurgulayan KAbaalioğlu, "Bu hedef, güncel gelişmeler ve Avrupa’da liderlerin değişmesine bağlı olarak askıya alınacak veya canlandırılacak bir hedef değildir. AB üyeliği hedefi vazgeçilmez bir devlet politikasıdır. Türkiye’nin modernleşmesi, çağdaş, demokratik ve müreffeh bir toplum haline gelmesinde önemli bir itici güç işlevi görmesinin yanında, ülkemizin küreselleşen dünyadaki konumunu da her açıdan ileriye taşıyacaktır. Şu da unutulmamalıdır ki, Türkiye bu hedefte önemli bir aşamayı başarmış ve AB ile müzakere sürecindeki bir aday ülke konumuna gelmiştir. Bu aşamaya geldikten sonra Türkiye’nin kaybedeceği zaman aleyhine olacak ve bugünkü konumundan geriye gitmesine neden olacaktır."dedi.

Türkiye AB’nin ortağı değil güçlü bir üyesi olması gerektiğinin altını çizen Kabaalioğlu, üyelik öncesi müzakere sürecinin makul bir süre içinde tamamlanması gerektiğini, aksi takdirde dinamizmini ve inandırıcılığını kaybedeceğini söyledi ve "Türkiye müzakerelere aynı tarihte başladığımız Hırvatistan ile karşılaştırıldığında oldukça geride kalmış durumdadır. Bu hızla müzakerelerin tamamlanması 8 başlıktaki sıkışıklık da dikkate alınırsa en iyi tahminle 2010’lu yılların sonunu bulacaktır. Şunu önemle hatırlatmak isteriz ki; müzakerelerin tamamlanması için öngörülen 2014 tarihi eğer gerekli adımlar atılırsa hala ulaşılabilir bir hedeftir ve bu hedef canlı tutulmalıdır. Hükümete çağrımız üçüncü ulusal programın hazırlanması ile yeni bir dönemece giren reform ve uyum sürecini hızla hayata geçirmek ve bunun yanında AB ile diplomatik temaslara hız vererek AB üye devletlerinin siyasi liderlik ve kamuoyu düzeyinde ikna edilmesini sağlamaktır. Önümüzdeki çok kıymetli yılları iyi değerlendirmek suretiyle AB karşısındaki kazanımlarımızı koruyalım ve daha fazla zaman kaybetmeyelim. Bu süreçteki yıllar süren çabalarımızı tam üyelikle taçlandıralım." diyerek sözlerini tamamladı.